KraL
31.Mayıs.2019, 03:51
<div id="post_message_4948412"><blockquote class="postcontent restore "><div style="margin-left:40px"><span style="font-family: Arial">Sizin için ne radde önemi var bunu bilmiyorum ama ben bu satırları yazarken gözümden damlalar akıyor klavye üzerine. Erkekler ağlamaz lafı bana<br />göre değil. Ağlamaktan hiç utanmadım,duygularım,acılarım beni boğduğu vakit hep ağladım.Yine ağlıyorum... Sizleri tanımıyorum ama sizlerle <br />paylaşmak istiyorum.Lütfen;bu satırlara bir seven olarak sahip çıkın ve lütfen yazılı satırlar olarak geçmeyin. Okudukça yeryüzünde insanlar <br />neleri yaşarmış diyeceksiniz buna eminim. Bir memur ailenin en küçük çocuğu olarak babamın tayininin çıktığı bir köye taşındık.Huzursuzdum,<br />okulumu bir köy okulunda okumaktansa ,şehirde medenice okumak istiyordum.kaydımı yaptırdı babam okula.İlkokul 4. sınıftan başladım köy okuluna.<br />Beni bir sınıfa verdiler.Öğretmen köyde yabancı olduğumu biliyordu ve hangi sıraya oturmak istiyorsan otur dedi bana.Bir kızın yanı boştu sadece<br />oraya oturdum.Hayatımı adadığım,gidişiyle beni bitiren insanla ilk o vakit tanıştım.İsmi Altınay idi.Çocuk yaşımda bile onun güzelliği beni çok <br />etkilemişti.Masmavi gözleri,gamze yanakları ile arada bir bana dönüp gülüşü,yanlış yazdığım notlarımda kendi silgisiyle defterimdeki hatayı <br />silmesi beni o minik yaşımda ona bağladı.O dönemlerde çocukça bir arkadaşlıktı. Vakit ilerledikçe onsuz tek saniye geçiremiyordum.ya ben onlara <br />gidip ders çalışıyor, yada o bize geliyordu.Mükemmel bir paylaşımcıydı.Yüreğini,sevgisini,dostluğunu daha o yaşta vermişti bana.İlkokulu<br />birlikte okuduk ve aynı sırada bitirdik.Hep onunla hep ona biraz daha alışarak. Ortaokula geçtiğimizde ailelerimize rica ettik ve bizi aynı <br />okula yazdırdılar, hatta aynı sınıfa,hatta aynı sıraya oturmamız için babalarımız öğretmenlere adeta yalvardılar.Başarmıştık. Tekrar aynı <br />sıradaydık.Geride kalan ilkokul dönemindeki iki yılda anladım ki onsuz yaşam bana huzur vermiyordu.Yaşımız olgunlaştıkça o beni,ben onu daha çok <br />seviyordum.Çocukça başlayan arkadaşlığımız sevgiye aşka dönüşmüştü ortaokul yıllarımız bitmek üzereyken.Şehir merkezinde.Ailelerimiz liseye <br />geçtiğimiz sırada ortak bir karar aldılar.Buna göre tek ev kiralayacak ikimiz aynı evde kalacaktık.Annem de bizimle kalacaktı.Allah'ım o karar<br />bize iletildiğinde dakikalarca sarmaş dolaş kutlamıştık bunu.Ona aşık olmuştum.Aynı duyguları o da paylaşıyordu ve bunu fareden ailelerimiz<br />okul bittiğinde evlendirelim diye karar almışlardı bile.Ona tapıyordum artık.Haşa Allah'a şirk koşar gibi günah işlercesine seviyordum.İlk <br />elini tuttuğumda sakın bir daha bırakma demiştim. Yanakları kızarmıştı,utanmış ve başını önüne ! eğmiş,gülümsemiş ve elimi sıkı sıkı kavramıştı.<br />Artık her gün elele tutuşup okula gidiyor okuldan çıkarken elele dolaşıyor geziyor öyle gidiyorduk evimize.Arada bir elleri terler ve her <br />terleyişte elini elimden kurulamak için çekerdi.Bunu her yaptığında kızar elimi bırakma diye azarlardım,hep tamam tamam diyerek gülümser ve <br />hızla elini avucuma sokuştururdu. Her şey harikaydı,dünya cennet gibiydi gözümüzde.Yıllar akıp gidiyordu sevinç içinde.Nihayet liseyi de<br />bitirmek üzereydik.karne dönemi gelmişti.Karnelerimizi aldık hiç kırığımız yoktu.Sevinçle sarıldık birbirimize elimi tuttu.bunu kutlamak için <br />bir cafeye gidip cola içerek kutlayacaktık.Okulun az ilerisinden geçen bir çakıl yol vardı.Her vakit toz duman içinde olurdu.çakıllarla kaplıydı.<br />O yolun benim ve ölürcesine sevdiğim insanın ayrılmasında bu kadar rol oynayacağını bilsem hiç girer miydik o yola.Neler vermezdim o yolu <br />yürümemek için. Eli tekrar elimdeydi,ansızın elini çekti,terlemişti tekrar eli.Sanırım dört adım atmıştım.Dönüp tekrar azarlayacaktım.Çünkü hem elimi<br />bırakmış,hem de geride kalmıştı.Dönüp baktığımda Dünya başıma yıkıldı.Sanki gök kubbenin altında kaldım.yerdeydi ve yüzünden kan fışkırıyordu.<br />ne yapacağımı bilemedim üzerine kapandım yüzüne yapışmış saçlarını kaldırdığımda hayatımı bitiren o görüntüyle karşılaştım.Başı kesilmiş bir <br />tavuk gibi çırpınıyordu.Suratına bir taş parçası bıçak gibi saplanmıştı ve bakmaya doyamadığım mavi gözlerinden biri akmıştı.Suratının yarısı <br />yoktu.Hırlıyordu bana bir şeyler demek istiyor kanla kaplı diğer gözünü temizleyerek bana bir şeyler demeye çalışıyordu.Yoldan geçen bir kamyonun<br />tekerinin altından fırlayan bir taş suratına saplanmıştı.Ölürcesine bir aşkı,geleceğimizi kibrit büyüklüğünde bir taş parçasının bitireceğini <br />bilemezdim.Donuk mat hiç konuşamadan yüzüne bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. Ellerini tuttum kaldırdım başını göğsüme dayadı ve elimi<br />sıkı sıkı tuttu.Akan kan ellerimize damlıyordu.Yoldan geçen bir otomobil durmuş bizi seyrediyordu,hastaneye yetiştirelim dediğimde kanlı olduğu <br />için almadı ve kaçtı gitti.Kimse arabaya almıyordu.çevreme bakıp yardım eden demekten,ona dönüp seni seviyorum,beni bırakma,dayan demekten başka<br />bir şey yapamıyordum.İki dakikalık bir çırpınıştan sonra kucağımda öldü.Cennet olan Dünya 5 dakikada cehenneme döndü.Tam dokuz yıl oldu onu <br />yitireli.Kendime olan güvenimi yitirdim.Artık kimseyi sevemem,kimsede beni sevemez korkusundan kurtaramıyorum kendimi.Bitkisel hayatta gibiyim.<br />Tek elimde kalan bu net.bu net aracılığıyla sizinle paylaşmak istedim.Yitiren,ya da ben yitirenle paylaşmak isteyen herkese elleri terlese bile<br />ellerimi bırakmamaları şartıyla elimi uzattım.Dost,kardeş,arkadaş ne olursanız olun ama elimi bırakmayın.Size sesleniyorum, elimi bırakmayın <br />lütfen... <br /><br /><font size="1">Alıntı.</font></span></div>