lafonten
31.Mayıs.2019, 03:39
<div id="post_message_5055954"><blockquote class="postcontent restore "><b><i><span style="font-family: Book Antiqua"><font size="3"><br /><br /><div style="text-align: center;"><img src="http://img-fotki.yandex.ru/get/5806/lady-annadu.7c/0_64a85_4c9f1cdf_XL.jpg" border="0" alt="" onload="NcodeImageResizer.createOn(this);" /></div><br />kimsesizim …<br />ve düşünce /siz…<br /><br />Üşüten bir mum alevi gece…<br />Daha sabaha kaç karanlık eklemeli ey adı yar olan ?<br />Afedersiniz... Adınız aşk diye sevmiştim.<br />Düşüşümü bilin diye gözlerinizin önünde yığıldım,<br />- ‘topla kendini , kan görmeden aşk olmaz ’ – dediniz.<br />Peki tutup yüreğimin mahrem köşelerinden, kalkmayı öğretecek yar değil miydi isminiz?<br />Afedersiniz, ne de düşüncesizim, çünkü düşünce/sizdim…<br />Dört duvar derisi kavlamış dehlizlere (s)açılan rutubetli hüznün kapı ardında küçük kız…<br />Islayıp serçe parmağını topluyorken içlenmelerini<br />örüklü dilinin kurdelaları hiç boylanamayacağım paltonuzun iç cebinde mi gizli?<br />Lütfen pişirin içimde çöreklenen bu çare/sizliği, sizi taşıyorum!<br />Ağzı gevşemiş bir mahfi keseyken yürek, susuşunuz kadar çığırtkan, yalnızlık boyu hafakan,<br />söz gümüşü lutledin gözlerime inen geceye.<br />Kördüm… Ve gördüm.<br />Ağlak mevsimlerin ısladığı eğreti taşlık manastırın kıyısına çıkartıp asmışsınız içinizden arta kalanları.<br />Kendimi t/uzağınızda buldum.<br />Uzansam edebi uykulu bir düş(üş) ardınız.<br />Ardıma yürütsem hıçkırıkları, size sırt çevirmek her adımda çift çelme.<br />Hem ne çok sakarım bilirsiniz, sizi de yanlışlıkla sevmiştim!<br />kör/ebeyim suçüstü yumdum gözümü…<br />Size yazmak mecazi fıtratların soylu debdebesiydi, üzgünüm, özendim.<br />Uzun zamandı…<br />Yol iz yoktu. O zamanlar aşındı gönlümün felahının eşiği.<br />Gözlerinizin önüne döktüm tüm sağırlığınızı.<br />Kanım akmazdı , uğultum kesse nefesimin şakağını.<br />Özledim de… Gel(me)diniz.<br />Peki ya, saçımdan topuğuma yoklayan ölüm siz değil miydiniz ?<br />Afedersiniz…<br />Ben sizi üşüyorum. Elleriniz cebinizde ya hani, merakındayım, siz, rüzgarın yari misiniz?<br />Gözlerimi bağladı ne çok tebdil-i suretiniz.<br />Evvel solumdan geçmişsiniz, el yordamıyla seçilmiyor ki aşk, bilesiniz..<br />Gittiniz sonra… Ve ama, fakat '‘özleyerek dönmek için’’ dediniz.<br />G/özlediniz ne çok, gel(e)mediniz..<br />Siz en çok (t)uzaktan (g)özlemeyi mi bilirsiniz?<br />Yine aşka bağlanmak üzre dilimi çözün!<br />Heveslerimden tutun kaldırın beni, nasıl olsa düşünce/sizim…<br />Düşümce siz.<br />Ah efendim bir bilseniz, içimde ne çok değer/sizsiniz!<br />Yağmur bahane, melekler sizin nazarınıza malik olmaya iniyor kente.<br />Üsküdar’ın endamı kime sanıyorsunuz?<br />Baksanıza, aşkın çekincesinden peçesini iğneliyor Beykoz,<br />denizdeki aynalara göz süzerken siz.<br />Sözlerimi mısra getirin , dergahınızda daim aşka talibim.<br />Defettim bariz isyanlarımı , dilimi üfledim de eşiğinize geldim.<br />Ben ki na-reften sürülen pejmurde bir derviş, aşk adına yolu geceye vurdum.<br />Gece ki öz aşkın döşeğinde inzivada...<br />Tesbih tesbih çekiliyoruz aşk/la, otuzüç boncukta bir eksiksiniz!<br />Yan/sızım…<br />Heybemde kaybedeceğim hiç birşey’sizliğimle , çıplak ayak dolanıyorum mikâtınızda.<br />Ele verdim kendimi , ele vermeyin beni!<br />Gidecek yanım çok ancak, gözlerime Yusuf ‘un rayihasıyla gömlek sürenim yok!<br />Yok mu ensar bir yürek?<br />Hayli kalabalık çaresizliğim, halbuki bilin ki ezelinden mahzun bir muhacir(d)im.<br />sağım..<br />solum..<br />önüm..<br />ardım.. aşk! <br />Yaradan’a işittirdim , kapıyı açın!<br />Aşkın vahyinde hicretinize geldim…<br /><br /><br />Züleyha Çay<br /><br /></font></span></i></b>