Suçlarım ağladı bu gece...
Dilim battı içime...
Geçmedi geçmiş... Geldi çattı yine...
Susamazdım...




Özrü kabul edilmiyor kimsesizliğimin...
Kimse kendini üstlenmiyor bu masalda...
Oyunu ben bozmadım halbuki yalnızca düş kurdum çocukça...


Yine de...


Affedin gözlerinden yaralanmış bu sızıyı...
Affedin geçmişime asılmış bu sizi...



Kendi kalabalığından kaçan kentler gibiyim bu gece...
Zemheri bir yaşayış düşürmüşüm gözlerime...
Gerisini susuyorum...


Masallardan düşüyorum bu gece...
Bir martının gözlerinde üşüyorum...
Sonrası yok...
Biliyorum...



İstasyonlar ıslaktır...
Kentler çamurlu..
Sesler soluktur biraz birazda yorgun...
Susmaksa çoğuldur...



"gitmek" derse biri; içim kanar...



Ve işte "gitmek" diyor ötelerden biri...
K/anıyorum...



"gitmek çoğaltmıyor hiç bir masalı" diyorum... Susuyor...
"kalmak ölümü yaşatmıyor" diyorum... Gülümsüyor...
"gitmeliyim" diyorum... "kalmalısın" demiyor... !



"gitmek" diyor biri...
"gitmek; kalmanın en erdemli yoludur..."



İçim acıyor... !




Bir gün onunda değermiş yüzü düşlere...
Aynalarda ölüm...
Gülüşü kırılırmış gözbebeklerinde...
İşte o gün "gitmek" denen bitermiş...


Bir gün... Bir gün o güldüğünde ölüm şehri terk edermiş...
O güldüğünde masallar hep mesut sonla bitermiş...



Gitmeliyim... Ağır yaralı ruhumu alıp yanıma ölüm tehlikesi olan düşlere iz sürmeliyim...
Gitmeliyim... Sol yanımdan başlayıp şehri terk etmeliyim...
Gitmeliyim... Yüzüme düşmeden gülüşün hüznümü yitirmeliyim...


İçimin sessizliğinde arındırıp gözlerimin derinliğini kuytu köşelere astım kimsesizliğimi...
Şehrin karanlığından başladım kendimi içmeye...


Bir tutam huzurdu belki ölüm...
Bir tutam sevinç...



Adımı kininizle yıkadım... Aklar mı nefretiniz gülüşümü?


Hadi!
Bunca suskunluğunuzun üstüne suçlarınızı yükleyin gözlerime...


Hadi!
Suçsuzluğumu susturun yine...


Hadi!
Düşsüzlüğümü ağlatın her gece...


Alın buda elma şekerim... Alın buda gülüşüm... Alın buda masalım...


Hepsi diyeti gözlerinize bakmamın...
Hepsi bedeli böylesine susmamın...



Kent soysuzuyum biliyorum...
Yine de...
Hiçbirinizden af dilemiyorum...
Varsınız...
Varsınız ve masalsınız...
Belki de en az bir masal kadar yalansınız...
Ve ben; böylesine yalanken bile seviyorum sizi !!!


Harabe gülüşlerim vardı masal diye okudunuz...
İlişmedim kimseye...
İçimde bir yangın vardı sığındım gözlerinize...
Hepsi bu...


Suçsa masalsızlığım kendim/sizliğim vebalse çoğulluğunuza bir "sus" daha dayayın şakağıma...



Gözlerimi kapattığımda göremediğim her düşün katilisiniz siz...
Doğmayacak çocuklarımın yetimliği ölmeyecek gençliğimin ecelisiniz..
Kırgın değilim kimseye...
Kırgın olmasında kimse...
Kırılacak kadar var olmadım ki sizde...


Hazırım ödemeye hüznümün suçunu kati kirpiklerimin boşluğunu...
Sökün içimi benden bir "siz" damlar belki gözlerimden...



Neyin bedeli bu?


Kirpiğimin suçunu gülüşümle ödüyorum...
Alınmayın sakın size değil bu ıslaklığım...
Kirpiklerime şiir düştü ondan böyleyim...
Çok geçmez geçer bu kimsesizliğim...
Vebalinizi alır bir masal üstümden...
Öder hakkınızı ölüm üzülmeyin...
Yazık ki kırgın değilim...
Yazık ki tekrar kendime biriktim...



Bakmayın sitemime...
Bakmayın kinime...
Dedim ya...
Kırgın değilim size...
Sadece biriktim bir şiirin ilk harfinde...


Özrümün kabahatini affedin...
Kimsesizliğime verip yanılmışlığımı yangınımı beni azad edin sesinizden...
Ki ben sessizdim...
Sessizim...
Neden değdi kirpiğim gülüşünüze?



İçimi yıkadım geldim işte...
Suçsuz değilim...
Suçlarım kaldı sizden arta...
Onu da çok görmeyin masalıma...